♥ Arka Kapak : Okudukça, dizelerin anısına dalıp kendimden geçtikçe, tehlikeli bir biçimde özdeşleşiyordum Piraye'yle.
Tiyatro sahnemde, bundan sonraki rolüm belliydi artık. Nâzım Hikmet'in Piraye'si rolünü oynamak...
Peki bana eşlik edecek oyuncu kim olacaktı?
Bunu düşünmek bile anlamsızdı; karşımda Sazım vardı ya...
Şiir Yüzlü Piraye... kendi yazdığı senaryolarda yaşıyor.
... Kim olursa olsun; evleneceğim insan, benim varlığımı yok sayarak bir başkasıyla beraberlik yaşayacak ve ben buna seryirci kalacağım ha...
Yazgıymış! İnanmıyorum yazgıya falan... Onu yaratan da, şekillendiren de bizleriz. Benim yazgım kendi çizeceğim yoldur! O yolda beraber yürümeyi kabullendiğim insanı da kimseyle paylaşamam ben...
Yazgıya bile kafa tutacak kadar yürekli... Özgürlüğe âşık!
Ancak, başkaları tarafından yerinden oynatılan kilometre taşlarının, gene başkalarınca gelişigüzel dizilmesiyle önüne serilen yolda yürümeye mecbur bırakılınca... İşler değişiyor.
... Hiç hayıflanma, o şiirsellikten uzak düştün diye. Gözlerini aç ve o günlerde göremediğin gerçeği gör artık...
Nâzım da o sevda yüklü dizelerini eliyle bir kenara itip, daha sıcak bulduğu kollara koşmamış mıydı?
Haşim'in yaptığı, onunkinden çok mu farklı?
... Kendince tanrılaştırdığın, tapınmaktan gurur duyduğun putların, gerçekte basit birer taş parçası olduğunu ne zaman kavrayacaksın?
Ama. gönlün gerilerde bir noktaya takılı kaldıysa eğer, sevinebileceğin bir gerçeklik duruyor orada.
İşte şimdi, Nâzım'm kızıl saçlı Piraye 'siyle tam olarak özdeşleştin.
Kutlu olsun.
Fırtına gibi bir yaşam öyküsünün başoyuncusu oluveriyor Piraye...
♥ Piraye'ye okunacak kitabım kalmadığından ablamın tavsiyesiyle onun kitaplığından alıp da okumuştum.ve okuduktan sonra da yerine koymadım kendi kitaplığıma koydum -_- . Uyarmıştı ablam beni, duygusal olduğumu bildiğinden ağlarsın demişti. Ben de meraklanıp hızlıca okumuştum 2 günde sanırım. Çok ağlamıştım cidden çok fazla ağlamıştım. Haliyle bu kadar etkilendiğimden kitabı çok da beğenmiştim :') Bu aralar ağlayıp da rahatlamak isteyen varsa okusun derim cidden :'')
Küçücük bir kum tanesi, bedenine yerleşen. Ya özümseyeceksin ya da irinleşecek derinliklerinde. Sancılı kıvranışlarla atıvereceksin uzaklara. Geldiği yere, belki de bambaşka diyarlara savrulup gidecek. Onun sende kalmasını sağla. Kol kanat ger gurbetten gelen konuğuna. Kendinden bil, benimse.
Uzun süre kafes içinde yaşamını sürdürmüş minik bir kuş. Kanatlarını işlevini yitirmiş. Ve... kafesin kapısı açılıveriyor. Kuş ürkek, kuş şaşkın... Değil uçmak titreyen ayaklarıyla yürüyemiyor bile. Ama özgürlük onun kanında var.
Seni tanıyamıyorum artık, derken ne kadar da haklıydın. Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım.
Bir kez daha tek başınalığa mahkum olmaya isyanım var, İki çıktığımız yolda yalnız yürüyecek gücüm yok benim..
^^ Kitap gerçekten güzel :) Pek tarzım değil fakat yine de gerçekten tavsiye ederiim :) Ben çok ağladım ama aşırı duygusal olduğumdan da olabilir :P Aslında yarım puan kırmak isterdim fakat benim 4,5 um yok :asdf bu nedenle 4 Puan :') Her Neyse Herkese İyi Okumalaar
♥ Kitap,üniversiteye yeni geçen Piraye'nin hayatını anlatıyor. Öğrenciliğini, ailesini, aşk hayatını kısaca her şeyini öğreniyoruz Piraye'nin. Edebiyat öğretmenlerim çoğu zaman Canan Tan kitapları önermezdi bana fakat okuduğum için hiç de pişman değilim. Sonunda bi yer biraz saçma geldi o kadar. Fakat hiç sıkılmadım ve dediğim gibi de çabucak bitirdim :') .
Spoiler :
♥ Haşim ve Piraye'nin aşkını sevmiştim cidden :') Haşimin annesini sevmedim haliyle -_- Bi de Haşim'in saçma sapan bi şeyden gidip de Piraye'yi aldatmasına çok kızdım. Piraye Haşim'i terketmekte haklıydı fakat kitap iyi bir sonla bitseydi iyiydi :/ Haşim'e de çok üzüldüm, Piraye'ye de, Dicle'ye de yeni doğacak olan Haşim'e de :/ Sondaki hamilelik de şaşırtıcıydı o.O Haşim'in gidip de kendini silahlara atmasını da pek mantıklı bulmadım ama sonunda öldüğü için çok fazla ağladım :'( Bir de Diyarbakır yemeklerinden bahsedildikçe acıktım :D Ayrıca cidden güzel ilimiz güzelce anlatılmıış :)
Spoiler Son
~~~~~~
~~~~~~
Uzun süre kafes içinde yaşamını sürdürmüş minik bir kuş. Kanatlarını işlevini yitirmiş. Ve... kafesin kapısı açılıveriyor. Kuş ürkek, kuş şaşkın... Değil uçmak titreyen ayaklarıyla yürüyemiyor bile. Ama özgürlük onun kanında var.
~~~~~~
Seni tanıyamıyorum artık, derken ne kadar da haklıydın. Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım.
~~~~~~
Bir kez daha tek başınalığa mahkum olmaya isyanım var, İki çıktığımız yolda yalnız yürüyecek gücüm yok benim..
^^ Kitap gerçekten güzel :) Pek tarzım değil fakat yine de gerçekten tavsiye ederiim :) Ben çok ağladım ama aşırı duygusal olduğumdan da olabilir :P Aslında yarım puan kırmak isterdim fakat benim 4,5 um yok :asdf bu nedenle 4 Puan :') Her Neyse Herkese İyi Okumalaar
Sayfa Sayısı : 432 Puanım : 4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder